Bir Travestinin Gecedeki Sıradan Olmayan Hikâyesi

Kadıköy… İstanbul’un hem en özgür hem de en renkli yüzlerinden biri. Kalabalık sokaklar, caddelere taşan kahkahalar, sokak müzisyenleriyle dans eden insanlar… Ama tüm bu kalabalığın içinde, gecenin ilerleyen saatlerinde başka bir dünya sessizce varlığını gösteriyor: Kadıköy travestileri.

O gece Moda’dan sahile doğru yürürken sıcaklık tenime sinmişti. Yazın verdiği o baş döndürücü rehavetle birlikte, içimde bir merak da vardı. Sosyal medyada görüp hakkında fikir edindiğim bir travestiyle ilk defa yüz yüze buluşacaktım. Heyecanlıydım, evet. Ama bu sadece fiziksel bir buluşma değildi. Daha fazlasıydı: önyargısız bir sohbet, açık bir zihin ve belki de kendimi yeniden tanıma hali.

Cafede buluştuğumuzda beni karşılayan kişi sadece bakımlı ve dikkat çekici biri değildi; aynı zamanda inanılmaz zeki ve kendinden emin biriydi. İnsanların sadece dış görünüşe takılıp geçtikleri ama tanımaya kalktıklarında bambaşka bir dünya keşfettikleri kişilerden… Sohbet ilerledikçe içimdeki tüm tedirginlik yerini meraka ve hayranlığa bıraktı. Hayat hikayeleri, karşılaştıkları önyargılar, küçük zaferleri ve büyük suskunlukları… Her cümlesinde bir parça insanlık, bir parça cesaret vardı.

Gece uzadıkça zaman da yavaşladı sanki. Kadıköy’ün sokakları hâlâ kalabalıktı ama biz kendi sessizliğimizde kaybolmuştuk. O gece bana çok şey öğretti: kim olduğumuzdan çok, nasıl hissettiğimizin önemli olduğunu; kalıpların, etiketlerin ne kadar anlamsız olduğunu…

Travestilerle unutulmaz bir Kadıköy gecesi sadece bir deneyim değildi — bir farkındalıktı. Ve belki de hayatı biraz daha renkli, daha açık, daha yargısız yaşamak gerektiğini yeniden hatırlattı bana.

Röportaj: Bir Travestinin Gecedeki Sıradan Olmayan Hikâyesi

Kadıköy sokaklarında gece başka akar. Kalabalığın içinde tanınmayan yüzler, görülmeyen hayatlar var. Bu röportajda o yüzlerden birine, Asya’ya kulak veriyoruz. Moda Sahili’nden Rıhtım’a uzanan bir gece yürüyüşünde, kahvesini eline alıp bizimle geçmişi, bugünü ve Kadıköy’ün sıcak gecelerini konuştu. Samimi, biraz hüzünlü ama bir o kadar da gerçek.

Muhabir: Seni tanımadan önce bu semtin travesti dünyası hakkında sadece internetten okuduklarım vardı. Senin hikâyen nerede başlıyor?

Asya: Benim hikâyem çok klasik aslında. Küçük bir şehirde doğup büyüyen, farklı olduğunu küçük yaşta fark eden bir çocuğun hikâyesi. Kadıköy’e gelişim ise özgürlük arayışıyla başladı. Burada yargılanmadan yürüyebilmenin bile ne kadar kıymetli olduğunu yaşadıkça anladım.

Muhabir: Kadıköy sence neden bu kadar özel?

Asya: Çünkü Kadıköy dinlemeyi bilir. İnsanlar burada daha açık fikirli, daha meraklı ama daha az yargılayıcı. Geceleri sokaklar bizim için hem bir sahne hem de bir sığınak gibi. Hem görünür oluyorsun hem de kaybolabiliyorsun. Bu çok tuhaf bir denge, ama çok kıymetli.

Muhabir: Bu “unutulmaz buluşmalar” dediğimiz şey senin hayatında ne anlam ifade ediyor?

Asya: Her gece, her tanışma bir iz bırakıyor. Bazıları gelip geçici oluyor ama bazı insanlar var ki, sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da temas ediyor sana. En unutamadığım gecelerden biri bir adamla sabaha kadar sadece konuştuğum geceydi. Elini bile tutmadı ama hayatımı dinledi. Gözlerim dolmuştu, çünkü ilk defa biri bana “seni anlıyorum” dedi.

Muhabir: Travesti olmanın en zor yanı neydi sence?

Asya: Herkesin seni sadece bir “fantezi” gibi görmesi. Oysa biz de sabah kahvaltıda simit seven, yağmurda sırılsıklam olmuş insanlar gibiyiz. Ama hep etiketlerle yaşamak zorundayız. Halbuki tanısalar, bu kadar korkmazlar bizden.

Muhabir: Gelecekten beklentin?

Asya: Daha fazla diyalog. Daha fazla görünürlük. Ve belki de bir gün birinin bizi “sadece biz olduğumuz için” sevebildiğini görmek.

O gece Asya, kahvesini bitirip Moda sahiline doğru yürüyerek uzaklaştı. Ne el salladı, ne de vedalaştı. Belki de vedalaşmak istemedi, belki de gecenin içinde bir parça daha görünmeden kalmayı tercih etti. Ama anlattıkları… İşte onlar hâlâ kulağımda.

Yorum gönder